8 Nisan 2010 Perşembe

Sitemler üzerine...

Bu uzun aralıklı yazışlar çok sevenimizin serzenişine neden oldu haklı olarak... En son bugün Nilsu'nun annesinin sitemine dayanamayarak klavyeyi elime aldım :) Gerçi bundan birkaç gün önce bir yazma teşebbüsüm olmuştu ama sevgili Deniz'in bir sabotajına kurban gitmiştim!.. Nilsu'cuğumun yaşadığı olayı okurken ben de çok üzüldüm. Sonra da bizim melekler üzerinde düşünmeye başladım. Aynı karından neredeyse aynı anda çıkma iki küçük insan, genellikle uslu oluşlarıyla sevindiğimiz, kendilerine has tatlı iletişimleriyle bizi güldüren, sempatik, sosyal ikizlerimiz bir bakıyorum bazen birbirlerine tahammül edemiyorlar! Daha şunun şurasında 19 aylıksınız, neyi paylaşamıyorsunuz! Bir bakıyorum gülüşüp oynarken hop, Yağmur Deniz'in eline dişlerinin izini bırakıvermiş. "Yapma Yağmurcuğum!". Arkamı döner dönmez bir daha... "Hayır Yağmurcuğum!".Uzaklaşmaya kalmadan bir daha! "Yağmuuurrr!!!" İntikam soğuk yenen bir yemekmiş, ama acısı dinmeyen Deniz başlıyor Yağmur'u itmeye...Derken başlıyor tabi beraber ve solo ağlayışlar! Demek öğrenmeden, doğamızdan mı geliyor bazı şeyler, ilginç?.. Ama genel olarak minnoşlarımla ilgili neşeli anlarımızın, nazar değmesin diyerek, varlığıyla mutlu olduğumuzu söylemeliyim. İyi ki varlar :)