3 Eylül 2011 Cumartesi

YAZA VEDA





Kış bitsin, yaz gelsin derken; yaz bitti de sonbahara girdik bile... Kızların doğumgünü fotoğraflarını ekleyeceğimi söylediğimden bu yana bile bir hafta geçmiş! İşte biraz fotoğraf güncellemesi :)

26 Ağustos 2011 Cuma

İYİ Kİ DOGDUNUZ

Uzuuuun bir ara oldu, klasik aralarimizdan da uzun  malum bir ara bloglar kapandi, sonra acilmis haberim olmadi... Sonra yaz geldi, Cesme'ye geldik, falan filan derken simdi yaz da bitiyor!
Bugun de kizlarin dogumgunu  geri donmek icin harika bir gun. İlica'da Aquaparktayiz, eglence basladi. Ama asil parti aksama 
Yaziyi telefondan yazdigim icin fotograf ekleyemedim. Bir sonraki yaziya...
3. Yasimiz doluyor, cok mutluyuz cok da egleniyoruz 

25 Şubat 2011 Cuma

HASTAYIZ...

Bu kış bize yaramadı. Hastalıklardan başımızı kaldıramadık. Bağırsak enfeksiyonu, beta, bronşiolit vs. bitti, yine de arada sebepsiz ateşleniyoruz. Oyun kulubüne de epeydir ara verdik; bu sefer evde oyalamakta zorlanıyoruz. "İkizler de aynı zamanda hastalanıyordur, amaaan ne zor" dediğinizi duyar gibiyim. Ancak, bronşiolit haricinde diğer hastalıkları sırayla atlattık. Hatta beta sadece Yağmur'da görüldü. Hastalanmanın bir kötü tarafı da huy değişikliği yapması, sebepsiz ağlamalar, uyku düzeninin bozulması... Herşeye rağmen çok da vahim değil durumumuz; sadece gönül onların hep iyi, sağlıklı ve mutlu olmasını istiyor...

8 Şubat 2011 Salı

GEÇEN YIL BU ZAMANLAR...




Çok güldüm; yazıyı yazarken de hala gülüyorum bizimkilere :) Bir yılda ne kadar değişmişler :) Bir yandan da kederlendim hafiften; 2,5 yaşına geldiklerini düşününce hele, zaman ne kadar da hızlı akıyor... Az önce kendi fotoğraflarıma da baktım, yaşlanmışım; gülmem yarım kaldı :[

Kuafördeyiz...



Aslında "ilk" saç kesimimiz sayılmaz; geçen sene Kasım ayında bir kuaför deneyimimiz olmuştu; ama hem bizim acemiliğimiz, hem kızların ürkekliği yüzünden alelacele bir kesimle çıkmıştık salondan... Bugün gerçek anlamıyla bir kesim yaşadık, modelli filan, fönlü!!! kızlar da maşallah herkese "aman da ne de uslularmış, iyi dayandılar", dedirttiler. Gerçekten de çok keyifliydi :)
Sonra da süslü püslü bir şekilde misafirlerimizi ağırladık; yazlık komşularımız ziyaretimize geldiler, ne de iyi ettiler :) yine bekleriz efendim :)

7 Şubat 2011 Pazartesi

YAZ MI GELDİ???





Bu ne güzel hava böyle, güneşle beraber biz de ısındık, aydınlandık :) Dün parkta geçirdik günümüzü, bugün de Karşıyaka sahilinde kuşları kovaladık; aman ne heyecan!

29 Ocak 2011 Cumartesi

Zor dostum zor...




Blog üstadım yazmış "büyümek kimin için daha zor?" diye... Hani klasik bir laf vardır ya, büyüdükçe derdi de büyüyor diye... Ben çok da katılmıyorum aslında. Fikrimce her yaşın, her dönemin kendine has kolaylıkları ve zorlukları var. Örneğin önceleri uyku problemimiz vardı; iki çocuk için ne kadar büyük bir sorun olduğunu defalarca yazdım, şimdi yok (amman tahtaya vurun!). Sonra, yavaş yavaş dertlerini ifade etmeye başladılar, bu da rahatlatıcı bir gelişme. Nilsu'mun annesinden ayrılırken döktüğü o gözyaşlarına kıyamam, anne için çok zor olmalı; biz de o yok mesela. "Babayyy" diye gülerek el sallarlar arkamdan (Aa, yoksa seviniyorlar mı bunlar benim gidişime!). Ama diğer yandan çatışmalar arttı, neyi, nasıl yaptıracağını çözen cimcimelerin kaprisleri arttı, "terrible two/three" denen macera başladı; sinirler gerildi. Büyümenin bu ve daha pek çok farklı sorunlarıyla başedebilmek için gerçekten aklını, yüreğini, zamanını iyi kullanmak, anne olarak kendini eğitmek, bilincini, sabır ve hoşgörünü arttırmak gerekli. Çünkü o minik birey sizin ellerinizde şekilleniyor ve bazı şeylerin de telafisi mümkün olmuyor. İşte başa dönüp bir de bu açıdan bakınca, büyümek gerçekten de zor... Hadi bir de kendime pay biçeyim; benim için duble zor :))

25 Ocak 2011 Salı

Mağdurum da mağdurum!

Yahşi Cazibe'yi seyredenler için "hayranı" olduğum Simge tiplemesinin bu sözleri şu anki halimi cok iyi ifade ediyor.

Öncelikle bu son aranın alışılagelmiş aralarımızdan çok daha uzun sürmesinden dolayı duyduğumuz üzüntüyü ifade ederek, sevenlerimizin gönlünü alalım; sonra da kısa bir özet geçelim geçen zamanda neler olduğuna dair...

Kızlarımız büyüdü, elbette ki! Anaokulu oyun kulübüne başladılar. Bunun klasik bir sonucu olarak da hastalıklar başladı: bronşiolit oldular. Allahtan başında yakalayıp, ucuz atlattık. Bir süre okula ara verdik. Bu günlerde tekrar geri döndük; artık hayırlısı :)

Büyümeleri ağzımız bal çalan yenilikler de getirdi: Yeşilçam mı desem, Oscarlık mı desem artistik pozlar, konuşma çabaları ve yeni kelimeler (Benzetme çabaları müthiş :) örneğin Garfield = Gağpit :)), uyku düzenimizde iyileşmeler, tuvalet eğitimde olumlu adımlar, şirinlikler, şekerlikler, onları ısırmamak için kendimizi zor tuttuğumuz anlar... Böyle anlatınca çocuk büyütmek harika geliyor olabilir kulağa, ama annelerin de sinirlerinin zayıf düştüğü anlar olmuyor da değil... neyse :)

Bu arada rahatsızlığı nedeniyle anneme 4 yıldan beri eşlik eden yardımcısı ayrıldı. Neyse ki, yerine hemen yenisi bulundu; ancak o da 3 ay sonunda yalanlarla ayrılarak bizi zor durumda bıraktı. İşte en baştaki "mağduriyet"imizin sebebi de budur; çünkü kızlarımızın ablası bizimle annem arasında mekik dokumaya başladı. E, ne kadar idare etmeye çalışsak da düzenimiz bozulmadı diyemem. Umarım kısa zamanda bu işi de halledeceğiz.

Peki siz neler yaptınız, Denizimizle Yağmurumuzu özlediniz mi?